29 Aralık 2007 Cumartesi

Gün bugün

Ankara'da deprem olup duruyor. Bence İstanbul depremi 2008 Ağustos-Eylül veya 2008 Aralık-2009 Ocak gibi bir zamanda olacak. Çok korkuyorum. Uzunca bir zamandır deprem gerçeğinden de uzaklaşmıştık,sonumuz hayır olsun. Yani bence 2008 pek hayırlı olmayabilir.

Gelelim yılbaşı kutlamalarına. Bu sene evde çekirdek çitleyip, meyve yemek istemediğimi tüm yakınlarıma ilettim. Çekirdek yerine karışık çerez, meyve sepetine muz ekleme tekliflerine de kapalı olduğumu kesin bir dille belirtmiş olmama rağmen, yine de bir gelişme yok. Adaya gidelim diyoruz ama, bakalım...

E ben bu gece yine uyumadım, zaten dün de akşamüstü 4'te uyanmıştım. N'olcak bu zombi durumun bilmiyorum. 2 gün uyumayıp sonrasında tüm gün uyuyorum. Allah'ım kör et beni!

Bir de geçen hafta İkea'ya gitmiştik, gerçi babam çok sıkıldığı için halı alamadık ama aldığımız rafları da duvara hala monte edemedik. Ve benim caanım kitaplarım hala orada burada sürünüyor. Artık güzel bi rafta beklemeyi hakettiler diye düşünüyorum.

Netice itibariyle bugün (yani artık dün) sinir bozucu bir gündü. Öncelikle saat 4'te uyanmış olmanın ve birçok planın alt-üst olmasıyla güne başladım. Sonra sınıf arkadaşımın fotokopi çektirmek üzere istediğim defterini evde bulamamıştım, okulda unutmuş olabilirim diye okula gittim ama nafile! Okuldaki her yeri aradım, taradım. Ama yok! Şimdi kıza gerçeği nasıl açıklayacağım bilemiyorum. Günün son bombası da tıpkı 3,5 sene önce olduğu gibi markete girip kendi saç rengimle uzaktan yakından alakası olmayan bir paket boyayı alıp eve gelmem ve saçıma tatbik etmem oldu. Tabi boya istediğim gibi olmadı, hatta bişi olmadı. Saçım saçmasapan bir renk aldı, ve resmen bi tarafıyla bana gülüyor.
N'olcak bu halim bilmiyorum. Hayır olsun diyelim.

Ne yazsam ne yazmasam

Oldu olası günlük tutmak ve yazı yazmak konusunda başarısız olan ben, bu blog'u da şirin bir kızdan esinlenerek oluşturmuş bulunmaktayım. Aslında buna esinlenmeden çok kıskanma desek daha yerinde olur diye düşünüyorum. Gelelim fasulyenin faydalarına; daha önce de belirttiğim gibi uzunca bir gelişme-değişmeden sonra artık tek başıma yaşıyorum. Haliyle kendi kendime konuşmak olsun, bilmediğim şarkıları bağıra bağıra söylemek olsun, 2 gün boyunca dışarı çıkmayıp evde oturduktan sonra ilk gördüğüm insanla deliler gibi konuşmak olsun, ne ararsanız bende var.
Hadi bakalım hayırlısı. Şimdilik böyle bir giriş yazısı yaptım, sonrası da gelir herhalde