Perşembe günü Süleymaniye Cami taraflarındaydım. Arıza Hanım'ın bahsettiği o kuru fasulyeden ben de yedim. Pek lezzetliydi.
Aynı mahalde kara çarşaflı bi kadınla kocası yan yana oturuyordu, kuru fasulyecide. Kadınla göz göze geldik, ama ben dayamayıp gözlerimi kaçırdım hemen. Rahatsız oldum, utandım filan. Ama neden rahatsız oldum bilmiyorum. Bakışları öyle garipti ki. Bir de çok güzel bi kadındı.
Alakasız olarak, resmin konuşması, canlanması ne garip değil mi? Bi şeye uzun süre bakarsın; tüm beynin, algın ona yoğunlaşır. Sonra birgün canlı halini görürsün.
İçim bulanıyor resmen. Bir de şarkı vardı:
"O kadar sevdim ki resmini, işte bugün konuştu benle"