22 Ekim 2008 Çarşamba

Günlük

Ne çok şey oldu, ne çok şey gördüm, okudum, duydum, yazdım. Hepsi geçip gidiyor hem de korkunç bi hızla. Geriye evinde bi başına oturup bunları düşünen biri kalıyor.

Önce bayram oldu, Eskişehir'e gittim. Babaannemin köyüne gittik. Bu sefer güzeldi, hava sıcaktı, güneşliydi. Köyde gezindim, fotoğraflar çektim. Tam bi şehirli özgür kız modeliydim. Hatta bi ara "İnsanlar burada nasıl yaşıyor?" ukalalığına bile ulaştım, hem de hiç utanmadan. Hava tertemizdi. Koyun sürüleri geçti. Sonra tarlaya gittik. Ayçiçeği kopardı babam. Taze çiğdem çitledim. Araba kullandım, çok heyecanlıydı.

İstanbul'a döndüm, Nurten'e ev tuttuk. Yanıbaşımda oturuyor. Mors alfabesini öğrenmeye karar verdik, zira duvara vurarak anlaşabiliriz. O derece yani.

Sonra Antalya'ya gittim. 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali vesilesiyle (böyle uzun uzun yazınca daha afilli duyuluyor, ama bi o kadar da yapmacık). Bir sürü film izledim. Adını beğenmediğim için izlemediğim film Altın Portakal'ı aldı. Neyse buna çok da üzülmedim. Sonuçta ismi kötüydü yani, hala da kötü. Pazar - Bir Ticaret Masalı diye film adı mı olur yahu? Kırmızı halıda yürüdüm. Denize girdim. Suyun yüzeyindeki 3cm'lik bölüm dışında geri kalanı sıcacıktı. Parmak arası terliklerimle sokaklarda dolaştım, çok keyifliydi. Dünyanın en güzel çantasını gördüm ama çok pahalı olduğu için alamadım. Bolca çiğdem çitledim. Otelde kaldım. Şarap içtim. Kaldığım otelde alt kattaki öğrencilerin (kim olduklarını bilmiyorum) camına taş attım. O da yetmedi banyodaki sabunları kırıp attım. Sürekli abur-cubur yedim. Beş yıldızlı otelden fincan çaldım. Sevgilime ve Onur'a hediye aldım. İnternete giremedim, boşu boşuna bilgisayarımı taşıdım. Yeni bi bavul aldım. Kandırılıp bi fuhuş oteline götürüldüm, korkarak kaçtım. Başıma bi şey gelmedi çok şükür. Uçağa binip korktum. Bir sürü insan tanıdım. Ülkemin haline ve üniversitelerine üzülerek baktım.
İstanbul'u özledim.

Sonunda döndüm. Doğum günüm oldu. Hediye aldım, mum üfledim, pasta kestim, sarhoş oldum.



Ama şimdi oda-ev'imde beynimde sürekli aynı kelimeyle oturuyorum.

1 yorum:

KIZÇOCUĞU dedi ki...

meğer doğumgününü bilmiyomuşum ben senin. üzülmüşüm meğer.